بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ ٣٦

Şimdi nevar o küfredenlere ki sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عَنِ ٱلْيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ ٣٧

Sağdan ve soldan fırka fırka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَيَطْمَعُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ ٣٨

Onlardan her kişi naîm cennetine sokulacağını ümid mi ediyor?

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقْنَٰهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ ٣٩

Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَآ أُقْسِمُ بِرَبِّ ٱلْمَشَٰرِقِ وَٱلْمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ ٤٠

Artık o müşriklerin, mağriblerin Rabb’i için yemîne ne hacet, şüphesizki biz elbette kadiriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ ٤١

Onları kendilerinden hayırlısına tedbil edebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَذَرْهُمْ يَخُوضُواْ وَيَلْعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوْمَهُمُ ٱلَّذِى يُوعَدُونَ ٤٢

O halde bırak onları dalsınlar ve oynaya dursunlar tâ o vaad olundukları güne çatacakları deme kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ ٤٣

O günkü kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki çantalarıyla dikmelere (putlara) gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

خَٰشِعَةً أَبْصَٰرُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۚ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلَّذِى كَانُواْ يُوعَدُونَ ٤٤

Gözleri düşgün, kendilerini bir zillet saracakda saracak, o işte onların vaadolunup durdukları gün.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu